Avustralyalı bir adam, Gelibolu Savaşı'ndan sonra kaybolan üç oğlunu bulma umuduyla Türkiye'ye gider. Bu üzücü ve acı verici bir hikaye ancak bir yandan da cesaretin, inancın ve umudun hikayesi olarak karşımıza çıkıyor. Film, savaş sonrası Türkiye'yi anlatıyor ve bu tarihi atmosferi izleyiciye hissettirerek derin bir duygusal yolculuğa çıkarıyor. Performanslar olağanüstü ve yönetmen, savaşın bireysel deneyimler üzerindeki etkisine odaklanarak güçlü bir vurgu yapıyor. Bu film, savaşın yıkımına ve kişisel kayıplara dokunaklı bir bakış sunuyor ve izleyicilere duygusal bir deneyim yaşatıyor.